6 Şubat 2013 Çarşamba

neşeli günler "Arzum Kreş"

kreşe başlama aşamasını bu yazı da anlatacağım.
önce Arzu abla bizi ziyarete geldi. Hem küçük Melisimizi gördü hem Kuzeyi değerlendirdi. Kuzey zaten tanıdığı bir bebekti. Son zamanlarda kardeş olgusunun ve 2 yaş sendromunun ondaki dışavurmu onu biraz hırçın ve anneye babaya bağımlı kaygılı bir çocuk yapmıştı ona göre :(

bakıcı bebğin anne bebeğin baba işe gidecek bana kim bakacak korkusunu oluşturabilen bir beyni vardı nihayetinde.


bu yüzden kreşe ilk günler 1 er saatliğine daha sonra biraz daha fazla olmak üzere bir haftayı geçirebileceğimiz bir plan çerçevesinde başladık.

eteklerimden ayrılmadan o çocuklarla oynamaya etrafı karıştırmaya çalıştı ama hep ona karşı olan bir talebin farkındaydı.beni gözlerinin hapsine alarak oynamayı öğrenmesi 2 günü aldı. 3. gün bankadan emzirme yardımını çekebilmek adına onu kapıdan kreşe bırakıp gittim. Ağlama krizine girdiğini aradıklarında öğrendim ama sıra bekliyor olmanın darboğazında hem aklım onda hem başka fırsat bulamıycam için bankada kalmam gerektiğini düşünerek hem de oğluma sakinleşebileceğini bildiğimden güvenerek çok zor bir saat geçirdim.

kreşe vardığımda süt liman olmuştu bile. Dr bir bayan da çocuğunu alıştırmak için bekliyordu. Endişeliydi. Eren de ağlıyor bırakmak istemiyordu..bir kaçgün beraber takıldık benzer sohbetler ederek yaslı gözlerimizi gizleyerek burnumuzu çekerek....

4. gün beni hiç bırakmadı
5. gün de benzer detaylarla geçti
bu hafta kendi imkanımızla bazen taksi bazen otobusle gidiyor servis ile dönüyorduk. Bu ara en çok servise alışmış bücürük.

2. hafta artık kuş yuvadan uçacaktı. ama ilk gün onunla birlikte servise binmemde fayda var diye düşündüm. Sevcan öğretmen de destekledi. ilk gün servis amca bizi unuttu aradık geld aldııı :D
ancak  kuzey benden ayrılmanın korkusundan kreşe vardığımızda kapıdan içeri girmedi. ben de girdim bu nedenle
başa dönmüştük 1 saat takıldım ve onu orada bırakıp kaçtım sınıftan. ağladı ağladı ve birden susup oyuna daldı. ben de kendimi ağlamamk için zor tutarak kreşten ayrılıyordum ki Eren ile Dr hanım geldi. Eren kapıdan içeri girmek istemedi.  bu sahnede onları yalnız bırakıp hem bu ucra mahallede tarlaların yanından geçerken rahatça ağlayabileceğimi düşünerek hızla uzaklaştım.  Yaslı düşkün bir teyzeye rastladım yanından hızla geçtim. o sırada bana "evir,çevir" bişeyler söyledi. ama ben dinlemedim ve yürümeye devam ettim. söylenmeye basladı "sen de benim gibi olacaksın bir gün" dedi. Döndüm geri" teyzecim sen benden ne istedin be duymadım işim vardı geçtim seni hızla ama anlamadım" dedim.Oğlunun numarasını çevirtmek istemiş. Anlamadığım bana uzattığı kağıttaki atmasyon numaraları çok güzel okuyordu ama telefonu çeviremiyordu ne tuhaf. yardım daistemedi para vs... çöp topluyorum ilerdeki marketten çay alacağım hem de oksijen alıyorum yürüyerek dedi... tezatlıklar var bu cümlelerde..zaten kansermiş kocası da terketmiş aklı zehir gibi ama tutarlı olmak zorunda değil sonuçta..
ona numaraların yanlış alınmış olduğunu anlattım. bana yol verdi ben de gittim.daha fazla detaya girmiyorum :S

ertesi gün servise salı pazarından dolayı parktanbindik. yalnz gittiği bu ilk gündü benim de aracabineceğimi sanıyordu ama minibüsün sürgülü kapısı kapanırken ona salladığım elimi görünce sok gözlerle kalakadı. sonrasını ben bilmiyorum. tek bildiğim okulda problem olmadığı çünkü kameray da bağlanamadık hala

bu gün başına ne geleceğini bilerek hazırlandı ve çıktı gene o şaşkın ifadeyle ayrıldı benden. Artık kamerayla ulaşabildiğimden tüm gün onu izledim. biraz tek takılıyor ortalık kurcalıyor sınıftan kaçıyor ayşin öğretmen onu tutup geri geiriyor vs.

Arzu ablanın face den attığı msj a göre öğlen çorbasını yemiş, mantıya dokunmamış yeni başlayan nilsu ya bayılmışv:D

eve geldiğinde sarılıp gülümsemekten bi hal oluyor atrık.ve ısrarsız yemegini yemesi acaba acmı kalıyor diye düşündürse de sabah onu tıka basa doldurup gönderdiğimden iyi bile sayılır.

kendi önlüğünü takıp yemeğini çok kolay yiyor artık en güzeli bu :D
----------------------------------------------------------------------------------------------------------

Mualla Ozturk Bahtiyar bir bağlantı paylaştı.
DünTekirdag yakınlarında
biz de başladık... ne garip kuş yuvadan uçtu gibi hissediyorum/ ağlamaklı oluyorum/ o ağladıkça sanki ben daha önce hiç ağlatmamşım gibi oluyorum/ ölüyorum hüzünden/ kara gözlerinden endişeyi hüp diye çekmek için kollarımı uzatsam/ alsam/ yok oğlum böyle büyüyor biliyorum/ biz nasıl büyüdükse iki çocuk ( Leyla Öztürk Gümüş ) / yalnız/ o daha emin ellerde işte (Arzum Genc ) diyorum/ şükrediyorum Rabb'ime...

hadi şimdi ağlayın millet!!! sonra okursunuz:))

http://blog.milliyet.com.tr/oglum-krese-baslarken/Blog/?BlogNo=62147



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder